Obezite günümüzde üstünde gereği kadar durulmayan rahatsızlıkların başında geliyor. Ulaşım imkanlarının artması ile birlikte insanların günlük fiziksel aktivitelerinin geçmişe kıyasla azaldığını söyleyebiliriz. Ayrıca, bireylerin yaşamlarının çok daha yoğun hale gelmesiyle tüketimi hızlı olan yeme alışkanlıklarının tercih edilmesi ile birlikte obezitenin geniş kitlelerin kapsayan bir hastalık konumuna geldiğini söyleyebiliriz.
Bu yazımızda obezitenin cinsiyete ve yaş grubuna göre dağılımını inceleyeceğiz. Farklı ülkelerdeki obezite istatistiklerine göz gezdirdikten sonra obezite cerrahisi hakkında bilgi edineceğiz.
Obezite Nedir? Obezitenin İnsan Sağlığına Etkileri
Öncelikle obezitenin ne olduğunu, aynı zamanda ne olmadığını anlamakta fayda var. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün kendi açıklamasına göre obezite, genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkmasıdır.
Obezitenin ve düşük hareketliliğin insan sağlığını etkileyen sonuçları olduğunu aşağıdaki tablodan da anlamak mümkün. 2017 yılında Türkiye’de farklı sebepler sonucunda hayatını kaybeden insanların sayısını incelediğimizde obezitenin yüksek tansiyon ve sigaradan sonra 3. ölümcül risk faktörü olduğunu görebiliyoruz.
Düşük hareketlilik ile birlikte obezitenin toplam 77 bin kişinin hayatını kaybetmesine sebep olduğunu, yani sigaraya bağlı ölüm sayısına çok yakın olduğunu söyleyebiliriz. Global Burden of Disease’in yayımladığı çalışmaya göre 2017 yılında 4,7 milyon insan obezite sonucu hayatını kaybetmiş. Bu değerlerin azımsanamayacak kadar fazla oldukları aşikar.
Obeziteye Bağlı Ölüm Oranları
Obezite sonucu ölüm sayılarını ve obeziteye bağlı olan ölüm oranlarını incelediğimizde tedirgin edici bir tabloyla daha karşılaşıyoruz. Grafiğe göre 1990 yılında ülkemizde obezite sonucu ölüm oranı %11 civarında iken bu oran 2017 yılında %16’yı geçmiş durumda. Yani, her geçen gün obezite sonucu sağlığı etkilenen insan sayısı artıyor. Hareketliliğin azalması ve yanlış beslenme alışkanlıkları sonucu alınan kilolar insanların hayat standartlarını büyük bir oranda düşürüyor. Üstelik, grafikten de görebileceğiniz üzere fazla kilolardan dolayı hayatı etkilenen insan sayısı gün geçtikçe artış gösteriyor.
Türkiye’de Cinsiyetlere göre Ortalama Vücut Kitle Endeksi
Günümüzde bir kişinin ideal kilosundan vücut yağ oranına kadar birçok parametresi çeşitli yöntemlerle hesaplanıyor. Bu yöntemlerden bir tanesi ve sık sık kullanılanı vücut kitle endeksi hesaplama. Vücut kitle endeksi hesaplama için kısaca yetişkin bir insanın vücudundaki yağ oranının matematiksel hesabı denebilir. Vücut Kitle Endeksi kişinin yaşına, boyuna ve cinsiyetine bağlı olarak değişse de 20-25 arası değerlerin normal değerlere, 25-30 arası fazla kiloya, 30 ve üstü değerlerin obeziteye işaret olduğunu söyleyebiliriz. Kendi vücut kitle endeksi değerinizi hesaplamak için buraya tıklayabilirsiniz.
Ülkemizde kadınların ve erkeklerin ortalama Vücut Kitle Endeksi değerlerini incelediğimizde iki cinsiyet için de 1975 yılından günümüze bir artış olduğunu görüyoruz. Üstelik kadınların ortalama endeks değerinin 28, erkeklerin ise 27 ile fazla kilo sınırında olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemizde her iki cinsiyetin de endeks ortalamasının yüksek oluşu obezitenin üstünde durulması gerektiğini gösterir nitelikte.
Obezitenin Dünya Genelindeki Durumu
Obezitenin sadece ülkemizde değil, dünya genelinde bir problem teşkil ettiğini görebilmek adına çeşitli ülkelerde bulunan fazla kilolu çocuk, fazla kilolu yetişkin ve obez yetişkin oranlarını yıllara göre inceledik.
İnceleme altına aldığımız ülkelerdeki fazla kilolu çocuk oranını incelediğimizde gözümüze ilk çarpan detay Gana hariç bütün ülkelerde kilolu çocuk oranı artış gösteriyor. Gana’da oranın artmamasının sebebini ülkenin yoksulluk seviyesine, Türkiye dahil geri kalan bütün ülkelerde görülen artışı da beslenme alışkanlıklarına bağlayabiliriz. 2017 yılında ülkemizde yaklaşık her 3 çocuktan 1’inin fazla kilolu olduğunu, aynı zamanda bu oranın obezite sonucu oluşan sıkıntılarla boğuşan Amerika’dan daha yüksek olduğunu belirtelim.
Fazla kilolu çocuk oranını inceledikten sonra aynı parametreyi yetişkinler için inceliyoruz. Karşılaştırdığımız ülkelerde bulunan fazla kilolu yetişkin oranlarında da yıllara göre artış trendinin devam ettiğini görebiliyoruz. Bununla birlikte Türkiye’nin 2017 yılında ABD’den sonra 2. Sırada oluşu obezitenin özellikle ülkemizde tehlikeli bir problem teşkil etme olasılığını görebiliyoruz, zira 1970’ten günümüze ülkemizde fazla kilolu insan oranı iki kat artış göstermiş.
Ülkemizde her 3 kişiden 2’sinin fazla kilolu olduğunu gördükten sonra yönümüzü obez yetişkin oranlarına çeviriyoruz. Görebileceğiniz üzere yıllara göre hareketliliğin azalması ve “fast food” olarak nitelendirilen düzensiz beslenme alışkanlıklarının artması etkisini göstermiş. Türkiye dahil ülkelerin büyük birçoğunda obezite seviyesi büyük bir artış göstermiş. Görüldüğü üzere obezite günümüzde tehlikeli bir oranda bulunuyor. Özellikle Türkiye’de 2016 yılı obezite oranının %32 oluşu obezitenin önlem alınması gereken bir problem olduğunu gösteriyor. Açıkça görülüyor ki bireylerin hayatına daha fazla hareket katıp beslenme alışkanlıklarını gözden geçirmeleri gerekiyor.
Obezite Cerrahisi Hakkında
Obeziteye karşı alınanlar popüler önlemlerden bir tanesi de obezite cerrahisi. Beden kitle indeksi ya da vücuttaki yağ oranı ölçülerek aşırı fazla kilolu oldukları belirlenen hastaların kilo vermelerine yardımcı olmak amacıyla sindirim sistemine cerrahi müdahalede bulunulmasına “obezite cerrahisi” adı verilmektedir. Obezite cerrahisinde başarılı operasyonlara imza atmaya devam eden kliniklerden bir tanesi olan Nobezite’de çalışmalarını sürdüren Prof.Dr. Ayhan Mesci ekibiyle 1 yılda dünyayı 3 ton hafiflettiklerini ifade ediyor. Çeşitli cerrahi yöntemleri başarıyla uygulayan Nobezite Klinik’in web sitesinde obezite cerrahisi ile ilgili detaylı bilgi bulabilirsiniz.
Son grafikte görebileceğiniz üzere Güney Kore’de obezite oranı %5’in altında bulunuyor, yani obezite oranı Gana’dan bile daha düşük. Özellikle yemek yeme alışkanlıklarının bizden çok farklı olduğunu bildiğimiz Güney Kore’nin obezite ilgili büyük bir problem yaşamadığını söyleyebiliriz. Güney Kore’de ülkemize kıyasla daha küçük porsiyonlarla yemek yendiğini ve insanların günlük yaşamlarında daha fazla aktif bir biçimde hareket halinde olduklarını biliyoruz. Güney Kore vatandaşlarının yemek yeme alışkanlıklarını incelemek sağlıklı yemek hakkında hepimize bilgi verebilir.
Kaynak : ourworldindata.org, Prof. Dr. Ayhan Mesci, Nobezite Klinik